İstanbul, 16 Ekim 2025’te e-ticaret ve e-ihracat ekosisteminin kalbinin attığı dev bir buluşmaya ev sahipliği yaptı.
Oniki ve Yeni Toptancı işbirliğiyle düzenlenen E-Ticaret & E-İhracat ve Tedarikçi Zirvesi, 2000’den fazla sektör profesyonelini bir araya getirerek, sadece bir “networking” etkinliğinin ötesinde, iş yapış biçimlerimizin nasıl bir dönüşümün eşiğinde olduğunu gösterdi. Bu dönüşümün merkezinde ise tek bir konu vardı: Yapay Zekâ.
Sahnenin en çok beklenen isimlerinden biri ise Vestel ve Koç Grubu gibi devlerdeki tecrübesinin ardından yatırıma ve danışmanlığa yönelen Tunç Berkman, “ölçeklenme” kavramını yeniden tanımlayan bir sunum yaptı.
Peki, pazarlamada ölçeklenmek tam olarak ne anlama geliyor? Berkman’a göre, yakın zamana kadar bu sorunun cevabı “bütçe” ve “zaman” idi.
6 Aydan 3 Güne Düşen Kampanya Döngüsü
Berkman, geleneksel pazarlama dünyasından çarpıcı bir örnek verdi. Eskiden bir kampanyayı hayata geçirmek, pazar araştırması, analiz, ajans brifi, prodüksiyon, yayına girme ve ölçümleme dahil olmak üzere 6 ila 7 ay sürerdi. Bugün, yapay zekâ destekli araçlarla bu sürecin tamamı sadece 3 günde tamamlanabiliyor.
Bu devrimin yakıtının ise veri olduğunu söyleyen Berkman, “Pazarlama 10.000 yıldır var ve özü hikâye anlatımıdır. Ancak, şimdi bu hikâyeyi veriye dayalı olarak kişiselleştirebiliyoruz.” E-ticaretin muazzam büyümesinin ardındaki sır, tam da bu veri odaklı analiz ve kişiselleştirme yeteneğinde yatıyor.
Berkman; Sephora’nın yapay zekâ ile cilt analizi yaparak kişiye özel ürün önermesinden, Migros’un alışveriş geçmişinizi analiz ederek size özel kampanyalar sunmasına kadar, yapay zekânın veriyi nasıl akıllıca ölçeklendirdiğini vurguladı.
KOBİ’lerin Devler Karşısındaki Bir Dezavantajı Aşıldı
Ancak sunumun en sarsıcı bölümü, yapay zekânın “prodüksiyon” tarafındaki etkileriydi. Berkman, OpenAI’ın video üretim aracı Sora ile 10 saniyede hazırlanmış reklam filmlerini gösterdiğinde, salondaki en büyük engelin artık aşıldığını fark ettik: Prodüksiyon maliyeti.
Yıllar boyunca küçük işletmelerin (KOBİ) ve e-ticarete yeni başlayanların önündeki en büyük engel, büyük markaların devasa bütçelerle çektiği yüksek kaliteli reklam filmleriyle rekabet edememekti.
Tunç Berkman, bu engelin artık ortadan kalktığını net bir şekilde ifade ederek artık ayda 15-20 dolarlık bir abonelikle, bir KOBİ’nin de Hollywood kalitesinde görseller ve videolar üretmesinin mümkün olduğunu öne sürdü.
Berkman, sunumunda “ölçeklenme” kavramını bütçeden alıp stratejiye taşıyan bir devrimin eşiğinde olduğumuzu hatırlattı. Artık bir e-ticaret firması, tek bir büyük bütçeli reklam yerine, farklı hedef kitleler için 20 farklı varyasyonda reklamı neredeyse sıfır maliyetle üretebilir ve hangisinin daha iyi performans gösterdiğini anlık olarak ölçebilir konuma geldi.
Strateji ve Prompt Yeteneği
Peki, herkesin elinde aynı güçlü araçlar varsa, farkı ne yaratacak?
Tunç Berkman, bu sorunun cevabını şu sözlerleverdi: Strateji ve promptlama yeteneği. Yani, yapay zekâya doğru soruları sorma, onu doğru yönlendirme ve yaratıcı bir kurgu oluşturma becerisi.
Geleceğin pazarlamasında başarılı olmak için kodlama bilmeye değil, ne istediğini bilmeye ve bunu yapay zekâya doğru talimat olarak verebilmeye ihtiyaç var.
Berkman’ın zirvedeki e-ticaret girişimcilerine son mesajı netti: “Fiyatla rekabet iyi bir şey değildir. Fiyatla rekabette kazanan olmaz.” Artık yapay zekâ sayesinde maliyet engeli kalktığına göre, KOBİ’lerin yapması gereken şey, bu araçları kullanarak hizmetlerini, kolaylıklarını ve en önemlisi müşterileriyle kurdukları duygusal bağı ölçeklendirmektir.