İbrahim Akşen Organik Büyüme Hakkında Konuşuyor
İBRAHİM AKŞEN – ROIBLE / Founder
Sunucu: Roible Founder sayın İbrahım Akşen geliyor… Merhaba, hoş geldiniz.
İBRAHİM AKŞEN – ROIBLE / Founder: Merhaba arkadaşlar. Burada olmak gerçekten heyecan verici. Ziya Bey’in etkinliği çok güzel ve güzel eşleşmelere sahne oldu. Bu açıdan çok teşekkür ediyoruz.
Aslında ufak bir hata oldu. Biz bir SEO değil, bir organik büyüme ajansıyız. Çünkü SEO bize biraz daha yüzeysel geliyor. Bizim buradaki amacımız sadece trafik getirmek değil, hem firmaların marka bilinilirliğini arttırmak hem de büyümeleri için bir fırsat yaratmak. Dolayısıyla bizim ana odağımız aslında organik olarak büyüme oluyor.
Biz nasıl bir firmayız? Çok farklı markalarla çalışıyoruz, çok farklı sektörlerle çalışıyoruz. 4 farklı dilde, 6 farklı ülkede, oraların yerleşik markalarıyla çalışma şansı elde ettik. Ve bu sayıyı gittikçe de arttırmaya çalışıyoruz. SefaMerve’den tutun, Suco’ya kadar pek çok markada aktif olarak çalışıyoruz ve onların organik olarak büyümesini sağlıyoruz.
Neler yapıyoruz? Bence işin en standart olan kısmı SEO kısmını yapıyoruz tabii bunun içinde teknik SEOdan tutun, site dışı SEO, migration hatta uygulama mağazalarındaki SEOya kadar pek çok şeyi yapma şansımız var.
İçerik çalışmaları yapıyoruz. Sizin müşteri satın alma yolculuğundaki touch pointlerin optimizasyonundan buradaki bir içerik stratejisine kadar her noktaya değinme ve optimize etme şansımız var.
Bunun dışında itibar çalışmaları yapıyoruz. Yurt içi ve yurt dışında yapabiliyoruz.
Muhtemelen çok fazla denk gelmediğiniz bir hizmetimiz daha var. Kötü haberleriniz çıktığı zaman bunların geri sıralara düşmesini sağlayan ayrıca bir SEO tabanlı online itibar iyileştirme şansımız var.
Tabii bunlar çok basit ve temel, standart konular aslında baktığımız zaman. Çünkü her yerde SEO diye konuşuluyor, her yerde içerik diye konuşuluyor. Ama SEO böyle bir şey mi? Ben her zaman için şunu söylüyorum “SEO neydi, SEO emekti…”. Bunu ben size biraz fiziksel dünyadan bir örnekle belirtmek istiyorum. Mesela şu anda Oniki etkinliğini düşünün. Şu anda insanlar arasında bir etkileşim yaratıyorsunuz değil mi? İlk defa tanıştığınız bir insanla tek seferde iş yapma şansınız var mı? Yok. Ama ne yapıyorsunuz? Siz burada kendi bilginizi insanlara geçiriyorsunuz. Doğru bilgi aktarıyorsunuz ve karşı tarafta bir otorite yaratıyorsunuz. Bu SEO’nun üç ana bacağından bir tanesi olan “içerik”.
Peki sizin burada insanlar arasında konuşurken bir başka tanıdığınız ve gayet de itibarlı birisi geldi, sizin kolunuzdan tuttu, farklı bir kişiyle tanıştırdı. Bu nedir? Bu da “backlink”tir. Farklı kısımlarda, farklı websitelerinden sizi referans olarak göstermesidir. Peki size bunu sağlatan şey nedir? Doğru bir alt yapıda, doğru bir bilgi ve itibarda olmanızdır, doğru bir backgrounddan gelmenizdir. Bu da bizim açımızdan teknkik SEO’dur. Fiziksel dünyayla dijital taraftaki SEO eşleşmesini de bu şekilde anlatabilirim.
Şimdi güzel, romantik bir açıklama oldu gibi geliyor ama bizim sektörümüz o kadar da masum değil. Yani şurada “SEO yatırım yaptım, dönüş alamadım, bu SEO’cular ne iş yapıyor, yaptıkları hiçbir işi bilmiyoruz…” ya da “SEO’larda sadece büyük şirketler başarılı oluyor, SEO’cuya iş verdik ama ulaşamıyoruz, bizimle ilgilenmiyorlar, danışmanlık veriyorsunuz ama bizim zamanımız yok…” bu bahsettiğim 5 farklı cümleden en az bir tanesini çevrenizden mutlaka duymuşsunuzdur. Ne yazık ki böyle bir durum var.
Peki o zaman ne yapacağız? “Demek ki SEO ajansıyla bu işi yapmayacağız. Kendi içimizde yapalım, daha verimli olur.” diye düşünüyorsunuz. E ne oldu? SEO uzmanı almanız gerekti, part-time yazılımcı istihdam etmeniz gerekti. SEO yazılımlarını kiralamanız gerekti. İçerik üretimi yaptınız, backlink siparişi verdiniz. Ayrıca süreç maliyetleriniz var. Muhasebeciniz olsun, diğer departmanlardaki arkadaşlarla iletişim yükünüz olsun… Ve en önemlisi bence tutup tutmayacağı belli değil. Çünkü risk maliyetiniz var. SEO uzmanınız eğer uygun bir şekilde çalışmıyorsa tüm bu yatırımların hepsi çöp oluyor.
Ne olacak peki? Yani burada hem bu tarafta çok olumsuz bir tablo var hem de inhouse şekilde çalıştırmanın da büyük riskleri var. Biz o olayı şu şekilde çözdük; kesinlikle şeffaf şekilde çalışmaya özen gösteriyoruz. Bir proje yönetim programımız var, Trello, mutlaka herkeste vardır. Buraya biz müşterilerimizi de ekliyoruz. Yani bizim ekibimiz çalıştığı durumda %100 şeffaf olarak siz de bizi takip edebiliyorsunuz. Bunun dışında diyorsanız ki “Yatırım yaptım ama dönüş alamadım.” Belki de doğru trafiği hedeflemiyorsunuzdur. Sadece trafik almak amaçlı yapılmış bir SEO çalışması olabilir. Dolayısıyla bizim buradaki beklentimiz sizin trafikten ziyade organik büyümeniz, ciro kazanmanızı sağlamak. Ve içerik stratejisini de buna göre planlıyoruz.
Bunun dışında pek çok büyük müşterimiz var. Veya onun dışında küçükten gelen büyümüş markalarımız da var. Demek ki bunlar da olabiliyor. Peki nasıl iletişim kuracaksınız? Müşteri başarı yöneticimiz var, ajans yöneticimiz var bana dahi ulaşabiliyorsunuz her koşulda. O kadar da ulaşılabiliriz.
Ama bir özelliğimiz var ki bu pek çok ajanstan çok daha farklı. Bir iş yapış modeline geçiyor. Biz bu noktada anahtar teslim hizmeti sağlıyoruz. Çünkü şunu gördük; danışmanlık yaptığımız zaman içeride bir kişiye emanet ediliyor fakat o kişinin ana işi değil. Ek işi olduğu için ek iş olarak kalıyor ve bu işler öteleniyor, ötelendiği için de bir türlü başarı gelmiyor. Biz burada taşın altına elimizi koyduk. İçerik üretiminden tutun, backlink alınmasından, yazılımcısının çalıştırılmasına kadarki tüm süreçleri biz yönetiyoruz. Yani bir bakıma sizin firmanız için sanki bir SEO uzmanı kiralamışçasına tüm SEO süreçlerini bize bırakıyorsunuz ve biz bu süreçleri başarıyla yönetiyoruz.
Yaklaşık 4 yıllık bir ajansız. 4 yıldan fazla süredir çalıştığımız pek çok marka var. 4 yıl, 3 yıl. Ki çoğu zaman bizimle ilk kez tanışan markalar şunu söylüyor “ Nasıl yani? 4 yıldır sizinle mi çalışıyorlar. Nasıl olabilir böyle bir şey? 6 aydan fazla nasıl dayanabildiler…” gibi. Bu aslında doğru bir şekilde çalışmanın ve sonuç getirmenin ürünü.
Peki ne zaman bu yatırımı yapmalısınız? Espirili bir dille anlatmam gerekirse “SEO için en doğru zaman, SEO’dan gelecek gelire ihtiyacınız olmadığı zamandır.” Bunun sebebi şu, eğer ki maddi kazanç beklentisiyle giriyorsanız girdiğiniz zaman bu sizin üzerinizde bir baskı yaratıyor ve günlük hedeflere odaklanmaya çalışıyorsunuz. Halbuki bizim olayımız orta ve uzun vadeli bir dönüş sağladığı için burada bizim dönüşümü değil gerçekten marka yatırımı olarak bu şekilde gündeme almamız gerekiyor. Tamamen markanızı üst lige taşıyabilecek şekilde olması gerekiyor. Mesela bizim şu andaki müşteri profilimize baktığımız zaman aylık ortalama 300 binle 20 milyon TL arasında aylık cirosu olan markalarla çalışıyoruz. Bu aslında benim söylemek istediğim şeyin de sonucu. Çünkü o firmalar artık belli bir yere gelmişler ve o gelmiş oldukları noktadan da bir üst lige çıkmaya çalışıyorlar. Marka yatırımlarını yapmak istiyorlar, organik ciroları elde etmek istiyorlar. Bizimle birlikte çalışmak ihtiyacını duyuyorlar. Gerek pazar yerlerindeki yüksek komisyon oranları gerekse Google Adds’teki ödemiş oldukları reklam maliyetlerini minimize etme ihtiyaçları, bizim SEO çalışması için uygun ortamı sağlıyor.
Peki bitti mi? Hayır. Biz ne demiştik? “Büyüme odaklı”. Dolayısıyla bizim burada şunu düşünmemiz gerekiyor; “Çekiç, çiviyi duvara asmak için değil, tabloyu asmak için.” Sonuca odaklanmamız gerekiyor. Biz o yüzden tam olarak, tam bir müşteri satın alma yolculuğunu planlıyor, buradaki kişilerin ilk temas noktasından, değerlendirme aşaması, satın alma noktasına kadarki gereken içerik, pazarlama, SEO ve online itibar kısımlarında toparlıyoruz ve firmayı belli bir olgunluk seviyesine taşıyoruz.
Yani özetle; biz markaların ikna yolculuğunu optimize ediyoruz. Böylece de daha ikna olmuş müşterilerin websitelerine gelmesini ve satın alma süreçlerini hızlandırmasını, dönüşüm oranlarını arttırmasını hedefliyoruz. O yüzden organik büyüme ajansıyız.
Teşekkür ederim.
Sunucu: Teşekkürler İbrahim Akşen, sağ olun.